|
|
HAC ŞİİRLERİ NUH ALTUNAYARAFAT’TAYIM
Yanıp tutuştuğum özlenilen yer
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Gönlümün dili, bir konuşsa, ne der!
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Arafat; tanışmak, buluşmak demek
Gönülden gönüle uçuşmak demek
Rahmet kapısına tutuşmak demek
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Arafat; Allah’la konuşmak demek
Nefis ve günahtan savuşmak demek
Ebed kervanına kavuşmak demek
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Milyonların ortak noktasıdır bu
Seçilmiş ruhların sefasıdır bu
Hac ibadetinin esasıdır bu
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Adem ile Havva burda buluştu
Tevbelere müjde, ilahi muştu
Akan gözyaşları burada coştu
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Cebeli Rahme’de rahmet yağmuru
Kaybolup düzelir günah kamburu
Yeniden yoğrulur iman hamuru
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Acep affım var mı? Bu da soru mu?
Yüce Rabbim affet sen bu yorumu
Günahtır günah, bu sözün durumu
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Allah’ım ‘ben’ geldim, ‘biz’ olduk burda
Yem olmayız artık biz kuşa kurda
Gedikler açıldı şeytani surda
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
İhram kefendir bu mahşer yolunda
Neler var kimler var, sağ ve solunda
Silkelenip canlan iman kolunda
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Haşrin provası Arafat’tadır
Gönlü kayan herkes Arasat’tadır
Kalbin açan sonsuz nakarattadır
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Eriyip bitmemek ne mümkün, söyle
Yeni bir inşadır bak işte böyle
Seslere kulak ver, hah! İşte şöyle
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Alemler canlanır aşkla seyreder
Meleklerle yarış başlar ve gider
Şeytanların tuşa geldiği minder
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Nuh’um Arafat’ta bulun ve yoğrul
Uyumaktan sakın; koş, coş ve doğrul
Mağfirette ıslan, ağla ve yorul
Hamdolsun şükrolsun Arafat’tayım
Nuh ALTUNAY/2006/ MEKKE
HACCA GİTMEK NE GÜZEL
Yıllarca hasretle bekleyip durdum
Hicaza yolculuk etmek ne güzel
Mekke ve Medine.. hayalim kurdum
Haremeyni bir bir görmek ne güzel
Heva ve hevesler şerri yoğurdu
Engeller önüme barikat kurdu
Nefsi emmareyle iblis kudurdu
Şeytan ordusunu aşmak ne güzel
Bu yol ki hac yolu cennet yoludur
Hak katında özel nasib koludur
Kervan kalabalık sevgi doludur
Ailece hepten coşmak ne güzel
Gözlerim yaşardı işte Beytullah
Ben niye geç kaldım esteğfirullah
Şükür Rabbim geldim Elhamdülillah
Yüreği Allah’a açmak ne güzel
Hacdan dönenelere gıbta ederdim
Hemencecik koşar bir seyrederdim
Gümüş bardaklarda zemzem içerdim
Şimdi kaynağından içmek ne güzel
Iftarlar açılır hak diye diye
Hacdan gelen en şık hediye
Gıdadır şifadır afiyetle ye
Hurmayı yerinde yemek ne güzel
Minada şeytanlar küme kümedir
Atılan her taşın müjdesi Bedir
Söz ver, düşmanını tanı ve devir
Şeytanlara savaş açmak ne güzel
Haceri anmadan nasıl geçerim
Ümit, teslimiyet; ben seyrederim
Hacer ismail’le ben sa’yederim
Safadan Merveye koşmak ne güzel
Haşrin provası işte bak mahşer
Afv mağfiret yağar, erir; günah, şer
Temizlenir insan arınır beşer
Arafatta vakfe yapmak ne güzel
Dünyanın merkezi en eski mabed
Sonsuzluk için raks; ebed cennet
Melek, insan, herşey dönüyor elbet
Kabede tavafla coşmak ne güzel
Medine yaşayan capcanlı şehir
Temiz Ravza akan cennet nehridir
Habibullah kalkar yanına gelir
Resülün kabrini görmek ne güzel
Sıyrılıver artık dünya yükünden
Fışkırsın imanın, berrak göğsünden
Melekler kıskanır seni herkesten
Kutlu bir misafir olmak ne güzel
Nuh’um yazmak yetmez harekete geç
Maddeyi basamak yap manayı seç
Dünyadan göçmeden Beytullaha göç
Ölmeden ah hacca gitmek ne güzel
Nuh ALTUNAY/ 2006/ ALMANYA
KOŞASIM GELİR
Hacca gidenleri boy boy gördükçe
Kutsal yolculuğa çıkasım gelir.
Resüle hasreti bir bir ördükçe
Koşup Medine’ye gidesim gelir.
Düşünceler berrak, arı ve duru
Hazır yol var iken güzele doğru
Nefis, şeytan; soru üstüne soru
Yıkıp engelleri koşasım gelir.
Sidre-i Münteha Kabe’ye bakar
Onsekizbin alem oraya akar
Multezem’de dua, yürekler yakar
Cennet görmüş gibi gülesim gelir.
İstilam edene şahid bir haber
Kime tanık olsa Hak onu sever
İşte Kabe, işte Hac, işte eser
Hacerul Esvedi öpesim gelir
Dönmek mümkün müdür affedilmeden?
Rahmeti ilahi yağar göklerden
Anne kucağında Kabe’yi gören
Minik bebeleri sevesim gelir
Hacer; ümit demek, yolda Hervele
Teslimiyet azmi, budur velvele
Ümmet kucaklaşır verir elele
Safa’yı Merve’yi göresim gelir
Hacer; muhteşem bir iman kalesi
İbrahim; ateşin gülü lalesi
İsmail; Rahmanın kutlu bendesi
Yolunuz uğruna ölesim gelir
İsmail bir bebek, ayaklarda nur
Mucize fışkırır mümine onur
İmanın meyvesi kalplerde surur
Avuçla zemzemi içesim gelir
İhramla, mahşeri yaşayıp, solup
Her bir yolda, her bir vadide durup
Bir yüce tekbir, bir telbiye olup
Hacılar dilinde coşasım gelir
Arafat diriliş ve de tanışma
Ölmeden o güne, bir bir alışma
Ümmetin birliği eşsiz çalışma
Cebeli Rahme’de uçasım gelir.
Medine dışına baktım, yürüdüm
Hisse, ilke oldu, ufkumu ördüm
Şehitlerin şahı Hamza’yı gördüm
Canımı Uhud’da veresim gelir
Şifa budur, deva budur, her derde
Haz terkedilir mi mecal bitse de?
Binlerce yıl, ömür, zaman geçse de
Kutsal Beldelerde kalasım gelir
Nuh’um kuru kuru boş heves yetmez
Pak niyet olmadan bu kervan gitmez
Bak, yüreksiz olma, bu hicran bitmez
Rahmet Rahmet olup yağasım gelir
Nuh ALTUNAY/2007/ALMANYA
YORULMA HACIM
Mutlusun bilirim, sevinçlisin de
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Coşkuna diyecek yok şu Mekke’de
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Kabe’de tavafa sevap yağıyor
Namaz kılanlarsa ecir yığıyor
Zorlarsan kendini vücut ağrıyor
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Bendler yıkan seller gibi taşarak
Etrafındakiler sana şaşarak
Tavafa tavaflar ekle koşarak
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Reklamını yapma tavaflarının
Ah! Suyu mu çıktı Hak rızasının
Kaybolup gitmesin hoş çabaların
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Dizlerinde derman kalmaz bu hızla
İbadet sayıyla değil ihlasla
Hedefini büyük tut şaşma asla
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Kabe’ye gün begün yüzyirmi rahmet
Yağmur gibi yağar, ruhun serinlet
Zorlanma, nefsine sözünü dinlet
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Tavafa kendin git dua et Rabbe
Sloganı bırak karar kıl kalbe
Endişeyi terket yönel Kabe’ye
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Cebeli Nur güzel Cebeli sevr de
Bu dağlara çıkmak ar olmaz merde
Bilinmezki ne var elbet kaderde
Hacca hazırlan da yorulma hacım
İbadette of püf yakışır mı hiç?
İyicene düşün kararı ölç biç
İtidale gölge etmesin sevinç
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Ayakların şişer yürüyemessin
Arafat, Mina’da zorlu nefessin
Tükenen hacıya artık kim ne’tsin
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Nuh’um hacca geldin bunu unutma
Tavafta bedeni çöküşü tatma
Dinle sözümü ah! Yabana atma
Hacca hazırlan da yorulma hacım
Nuh ALTUNAY/2006/ MEKKE
GÜL ŞEHRİNE
Gönüller sultanı Resülüllah’tır
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Muhabbet rüzgarı Habibullah’tır
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Şehre abdestli gir, guslün de olsun
Salatü selamlar dilinde olsun
Aşkı Muhammedi kalbinde olsun
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Bu tarihi anı ebedi kaydet
Aşktır bunun özü, işte bu sadet
Edeb için iste, Allah’tan medet
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Medine’ye girmek büyük saadet
Gafletli adımlar koca felaket
Samimi ziyaret sonsuz bereket
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Resülüllah’a ters düşerek hayret
Huzura çıkanı şöyle bir seyret
Sünnetsiz, inatçı, haydi tevbe et
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Var mıdır bir başka nur fışkıran yer
Kucaklamassan sen bu nuru eğer
Seni kimler paklar, yoksa bu değer
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Alemlere rahmet o yüce sultan
Alemlere ümit ulvi şafaktan
Ümmetlik şuuru aşar ufuktan
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Peygamber şehri ki kentlerin tacı
Sünnetsizlik düzde zorlar yamacı
O’nu model edin, şaşma amacı
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Peygamberlik mührü yüce efendi
Şeytani odaklar bir bir tükendi
O’nun mirasıdır yıkma bu bendi
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Şehirde kaynaşma ebedi dinmez
Kalpleri Allah’tan gayri bilemez
Resülün konuğu O’nsuz edemez
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Nuh’um yolun sünnet yolu, bu güzel
Medine’ye girmek gerçekten özel
Resülüllah kalkar uzanır bir el
Gül şehrine güller gibi gir hacım
Nuh ALTUNAY/2007/ MEKKE
KABE’YE SAYGI
Nimetin büyüğü işte karşında
Kabe’ye saygını yitirme hacım
Benliğinle şükret her bir şavtında
Kabeye saygını yitirme hacım
Sıradan bir yere bıenzetme sakın
Kıymetten düşersin dinemez ahın
Sıkılma, etrafa zikirle bakın
Kabe’ye saygını yitirme hacım
Hürmetle içeri gir edebli ol
Mağfiretten başka bilmiyorum yol
Tavafta konuşma ecrin olsun bol
Kabe’ye saygını yitirme hacım
Kahveye çevirme bu güzel Beyti
Girmesin haa! çarşı pazar sohbeti
Çekiştirmeyi, kes şu muhabbeti
Kabe’ye saygını yitirme hacım
Paldır küldür girme, besmeleyi çek
Kabe’li günlerin bir gün bitecek
Bilmem Kabe sana, ah ne diyecek
Kabe’ye saygını yitirme hacım
Metafta kırdığın kalpler ne oldu?
Hep sen haklısın, bu hep böyle oldu
Lakin Beytullah ki bak şahid oldu
Kabe’ye saygını yitirme hacım
Satıcıya kızıp Kabe’ye küsme
Bir kaç çöpe bakıp dudağın büzme
Manevi havaya gölge düşürme
Kabe’ye saygını yitirme hacım
Asansör, otel ve yemek kuyruğu
Dert etme sıcağı, gece soğuğu
Tartışma boğmasın kutsal soluğu
Kabe’ye saygını yitirme hacım
Huzurlu kokusu bak buram buram
Sıradanlaşmasın Mescidi Haram
Gönül aleminde olmasın dram
Kabe’ye saygını yitirme hacım
Nuh’um Tavaf şükrün olsun, zikir de
Beden ona doğru olsun fikir de
Kalmak istemezsen kara zifirde
Kabe’ye saygını yitirme hacım
Nuh ALTUNAY/2007/ MEKKE
SABIR YA HACI
Nasib nasib müjde, afv afv mağfiret
Hac yolculuğunda sabır ya hacı
Koyverme kendini şeytana diret
Haccı mebrur için sabır ya hacı
Özel olduğunu hiç unutma sakın
Hoşgörü elbisen edebin takın
Ayıpları görme güzele bakın
Kur’an ikliminde sabır ya hacı
Peygamberi anmak dil ile sanma
Kalpleri kırıpta günah kazanma
O’nun ahlakını terkedip yanma
Resülün yurdunda sabır ya hacı
İblis kollarını ah sıvar şimdi
İsyan aşısını akıtır imdi
Sorarlar esefle bu hacı kimdi?
İhrama girerken sabır ya hacı
Tevazusuz olma ayağın denk al
Sahabeler gibi olgunlukta kal
Öfkeden kızarma yolma saç sakal
Nefsine egona sabır ya hacı
Otobüse sıra ile biniver
Otobüsten sıra ile iniver
Kimseyi kırmadan yolun gidiver
Yolda otobüste sabır ya hacı
Hacerul esvede ulaşmak için
İnsan engelini sırf aşmak için
Kalplere çarpma bir heves için
Kabede tavafta sabır ya hacı
Asansör kavgası da ne demektir
Sahi dedikodu neye emektir
Mümin kardeşinin etin yemektir
Otelde odada sabır ya hacı
Taşları toplarken şuna dikkat et
Senin öz düşmanın nefsindir elbet
At taşları kendine, benliğin terket
Şeytanı taşlarken sabır ya hacı
Herbir coğrafyadan rengarenk insan
Renge dile bakıp kusurdan kaçsan
Ah haccın tadına bir varsan; yansan
Hacılara karşı sabır ya hacı
Bu tavafın adı çarşı tavafı
Kendini akıllı, hor gör safı
Arama, yok işte bağışı affı
Çarşıda pazarda sabır ya hacı
Guruptan ayrılan kendine buyruk
Şeytan nefs heva, kim kime kuyruk
Netice yürekler acı ve buruk
Kafile içinde sabır ya hacı
Koşuşturma başlar ziyaretlerde
Sukunet ne güzel devadır derde
Gurubun kaybetme o aynı yerde
Ziyaret yerinde sabır ya hacı
Her yerde hatıra kutlu birer iz
Anıları kalbe yüreklere diz
Kardeşliği yıkma biz ancak biriz
Mekke medinede sabır ya hacı
Nuhum yükün sabır olsun bu yeter
Öyle bir hac yap ki sanki şaheser
Hac sabırla başlar sabırla biter
Sabretmeye karşı sabır ya hacı
NUH ALTUNAY/2006/ALMANYA
YÜKÜNDE NE VAR HACIM
Haremeyne geldin ve gidiyorsun
Yükünde sabırlar var mıdır hacım
Hakkın konuğusun bak biliyorsun
Yükünde şükürler var mıdır hacım
Senelerdir hayal kurdun bekledin
Günleri günlere aşkla ekledin
Şeytanla boğuşup onu eledin
Yükünde mebrur hac var mıdır hacım
Acemilik geçti bir kaç gün baktık
Çarşı Pazar senden sorulur artık
Bağaj doldu kilo sınırın aştık
Yükünde sevaplar var mıdır hacım
Niyetler sahih hac, yol böyle başlar
Bir terleyiverir el yüz ve kaşlar
Boşa giden zaman ihlası haşlar
Yükünde telbiye var mıdır hacım
Dükkan dükkan dolaş “kem riyal” diye
Bu şuna şu buna, hepsi hediye
Maneviyat ağlar, sahi ne diye
Yükünde cennetler var mıdır hacım
Eş dost ziyareti başlar, dönünce
Kargodan bavullar bir bir gelince
İnci boncuk, her bir şey görününce
Yükünde muhabbet var mıdır hacım
Yemek ve asansör kuyruklarında
Tartışma ve günah yarışlarında
Neler dolmuş azık torbalarında
Yükünde tevazu var mıdır hacım
Arınmak içindir bütün bu zahmet
Niyette kokuşma, manen felaket
Elin gözün dilin olsun selamet
Yükünde tatlı söz var mıdır hacım
Oğlum kızım bana bak, ne getirdim
Sizin için çarşı pazar bitirdim
Bazen Beytullah’ın yolun yitirdim
Yükünde tavaflar var mıdır hacım
Vaktini çarşıda geçirene sen
Sitemler ederdin bakıp hayretten
Şimdi sen nereye geldin bak nerden
Yükünde tevbeler var mıdır hacım
Oda arkadaşın sana küsmüşse
Nefsin hacıları hepten üzmüşse
Memlekete dönüş vakti gelmişse
Yükünde helallik var mıdır hacım
Çarşıyı taşıma gönül göğsünde
Öncelik ibadet olsun özünde
Yoklayıver bir bak koca yükünde
Resülün kokusu var mıdır hacım
Nuh’um tavaf yeri çarşılar değil
Kabe’yi unutma, bunu böyle bil
Bu günler fırsattır huşuyla eğil
Yükünde arınma var mıdır hacım
Yükünde mağfiret var mıdır hacım
Nuh ALTUNAY/2007/ MEKKE
|
|
