~ MENÜ ~
·­» Ana Sayfa «­·
İletişim & Reklam
Ziyaretçi defteri
HAC ŞİİRLERİ NUH ALTUNAY
Edeb Ya Hu !
Komik
.Namaz.
Cennet
İlahiler
Tv İzle
Kıssa
Mevlana
Mehmetçik
Yararlı Linkler
Osmanlı Mimarisi
Manzara Resimleri
Manzara Resimleri 2
Hızlı Okumaya Çalışın!
Mehter.......video izle...
Osmanlı Medeniyeti
Kültür ve Medeniyet Kavramları
Uydudan Görüntü
Bunları Biliyor Muydunuz?
Şiiristan
Tasavvuf
Türk Tarihi
Yunus Emre
Bilgi Yarışması
Abdest Nasıl Alınır
Kur'an'ı Kerim Dinle
Rüya Tabirleri Sözlüğü
Peygamberimizin Hayatı
Trafik Canlı Kameraları
İ.B.B. Uydudan Görüntü
İtibar mı Karekter mi?
Namaz nasıl kılınır?
Namaz'la ilgili hadisler
Namaz kılmayanın bahaneleri
Namaz kılıyor musun?
Niçin 5 Vakit namaz
Namaz Vakitleri
Hanımlar için yemek tarifleri
Hanımlar için pratik bilgiler
Eşlerin birbirlerine karşı görevleri
Komşuluk hakkı
Sesli ve Görüntülü programlar
Gusül Abdesti Nasıl Alınır
Çocuklar için çizgi film
Çocuklar için oyunlar
RAMAZAN VE ORUÇ HOŞ GELDİN YÂ ŞEH'Rİ RAMAZAN
 

Mevlana


"Gel, Gel, ne olursan ol, 
yine gel!
İster kâfir, ister mecûsî, ister putperest ol, yine gel! 
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. 
Yüz kere tövbeni bozmuş 
olsan da 
yine gel!"

Mevlâna (1207-1273)

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol... 



Biz güzeliz, sen de güzelleş, 
beze kendini
Bizim huyumuzla huylan,
 bize alış başkalarına değil...




“Dünyada sevgiye dair ne varsa ben orada varım,
savaşa dair ne varsa ben orada yokum.”




• Ey dünyaya yeniden can veren güzel, gel, gel de, dünya islerini çok iyi bilen ve kendini tamamıyla dünyaya veren aklı avare kıl, onu içten, güçten et!

• Ben, bir ok gibiyim, atmadıkça uçmam. Gel de yayını kur, beni bir daha at!

• Herkesten sakladığım ayıplarım, günahlarım, senin askın yüzünden yine meydana çıktı. Damdan, yani ötelerden, gökyüzünden baska bir kurtulus merdiveni gönder de, onunla günahlarla gizlenmiş şu yeryüzünden kurtulayım.
Yukarılara çıkayım, arınayım.

• Bana; "Dam, yani öteler hangi taraftadır?" diye soruyorlar. 
Öteler, canların bulundugu tarafta, canı getirdikleri yerdedir.

• Öteler, bedenimiz her gece uykuya dalınca, rühların gittigi taraftadır. 
Sabah olunca, yine o taraftan gelir.
Bedenimize girerek bizi uyandırırlar.

• Bahar mevsimi bile, zamanı gelince yeryüzüne ötelerden kalkar gelir.
 Sabah da güneşle beraber ötelerden gökyüzüne ışık gönderir.

• Sen, zaman zaman bir seyler ararsın, kurtuluş yolları düsünüyorsun, 
onu içinde hissedersin fakat bulamazsın, ondan bir nisan, bir iz bulamazsın.
 Çünkü o, nişansızdır, izsizdir. 
Işte senin gönlüne bu duygular da hep ötelerden gelmektedir.

" Molla Camî hazretlerinin Türkçe'ye manzum olarak tercüme edilen su kıt'ası, 
anlaşılması anlatılması zor olan bu beyti açıklamaktadır:

"Ben bilmez idim gizli ayan hep sen imissin,
Canlarda ve tenlerde nihayet hep sen imissin, .
Alemde nisan isteridim ben sana senden,
Gördüm ki bu alemde nisan hep sen imissin."

• Zavallısın, bos yere neyi arıyorsun? Sanki sen eşege binmişsin de, şundan bundan; 
"Eşek nerede?" diye soruyorsun.




Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna, ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen 
"Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu. 

           
"Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!
Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir"



Bütün maddi ve manevi sevgi ve bağların hepsi, gerçekte Allah'ı sevmek ve bilmektir.

Gerçek aşığa aşktan başka her şey haramdır.

İnsan birine aşık olduğu zaman ne zilletlere katlanır! Sevgilisine kavuşmak için her şeyini feda eder. Aşık için de Peygamber'in ve Allah'ın aşkı bundan aşağımıdır?

Aşıkla maşuk arasında tam bir teklifsizlik bulunması ne güzel şeydir!

İnsan her zaman göremediği, işitemediği ve düşünemediği bir şeye aşıktır. Mecnun Leyla'nın hayaline aşıktır. Mecazi bir sevginin hayali ona böyle bir tesir yaparsa, gerçek sevgilinin aşığa kuvvet, kudret bağışlamasına hayret etmemek gerekir.

Suret aşkın fer'idir; çünkü aşk olmadan suretin değeri yoktur.
 Aşk, sureti meydana getirir.
Allah aşkı ve muhabbeti her şeyin içinde vardır. 
İnsan kendisini yaratanı nasıl sevmeyebilir? 
Bu sevgi onun özündedir; fakat bir takım engeller bunu duymasına mani olur. Her şeyin sonu O'na varır. Yani artık insan her şeyi Allah için sever, başkası için O'nun talebinde bulunur ve bu aşk böylece Allah'da nihayetlenirse, sonunda Allah'ın zatını da bulur.
Ahiret de, Hakk da, dostluk ve muhabbette gizlidir.
Aslolan sevmektir. İnsan kendisinde bu hissi duyunca, 
onu arttırmak için çalışmalıdır.
Vücutlarımız bir kovan gibidir; bu kovanın balı ve mumu da Allah aşkıdır.



Söylediklerim, idrak etmekte söze muhtaç olanlar  içindir. 
Sözsüz idrak edenlerin söze ne ihtiyacı kalır?
İdrak edebilen için bu göklerin, yerlerin hepsi sözdür.
Hafif bir sözü duyana bağırıp çağırmaya ne lüzum var?
 
















                                       Atatürk  mevlevilerle


Sayfa Başına Dön

 



"Mevlana" kelimesinin anlamı nedir? 

Mevlana, "Efendimiz" anlamına gelmektedir. Gerek sağlığında, gerekse ölümünden sonra, saygı için bu adla anılmıştır. Mevlana "Molla Hünkar" "Mevlay-ı Rum" (Anadolu’nun Efendisi) ve Mevlevi adlarıyla da
anılmıştır.

Niçin Mevlana Celaleddin-i Rumi?

Çünkü Mevlana 800 yıl önce 30 Eylül 1207 tarihinde doğdu. Bu yüzden 2007 Mevlana yılı olarak kutlanacak. Bu karar, Birleşmiş Milletlere bağlı UNESCO tarafından 3-15 Ekim 2005 tarihinde Paris’te alındı. Teklifi getiren ülkeler: Türkiye, Afganistan ve Mısır’dır. 2007 yılı Mevlana yılı olacak. Yıl içinde çeşitli kültürel etkinlikler gerçekleştirilecek. Bu nedenle biz de Mevlana’yı kısaca sevenlerine hatırlatmayı düşündük.

Mevlana’nın Asıl Adı Nedir?

Asıl adı, Muhammed olan Celaleddin’in daha yaygın unvanı Mevlana Celaleddin-i Rumi’dir. Ona Rumi denilişi, sanat ve düşünce hayatının o asırlarda diyarı Rum diye anılan Anadolu’da geçmiş ve bu yurtta ebedileşmiş olmasındandır. Horasan’ın (Afganistan Türkistan’ı) Belh şehrinde doğmuştur.

Mevlana’nın Ana ve Babası Kimdir?

Babası Sultanu’l ulama (Bilginlerin sultanı) diye tanınan Bahattin Velet’tir. Annesi ise Mümine Hatun’dur.
Babası, çağının en büyük bilginlerindendi. Annesi Mümine Hatun ise Harzemşahlar İmp. hanedanından gelme bir prensestir.

Mevlananın Eş ve Çocukları Kimlerdir?

Mevlana, daha 18 yaşında iken Karaman’da babası tarafından Semerkandlı Hace Şerafettin’in kızı Gevher Hatun’la evlendirilmiş ve bu evlilikten iki erkek evladı olmuştu. Bunlardan ilk oğlu Sultan Veled, ikinci oğlu ise
Alaeddin’dir. Ancak Alaeddin, daha Mevlana hayatta iken 1262 yılında vefat etti. Mevlana birinci karısının vefatından sonra Konya’da Kerra Hatun’la evlendi. Bu evlilikten ise Muzafferüddin Alim Çelebi ile Melike Hatun dünyaya geldi.

Mevlana Kimlerden Ders Aldı?

Mevlana, ilk eğitimini babasından aldı. Babası, çağının en büyük bilginlerindendi. 12 Ocak 1231’de babasının ölümü üzerine, eğitimini Seyyit Burhanettin Tirmizi’nin yanında sürdürdü. Mevlana babasından Fen ve Din ilimleri, Tirmizi’den de Tasavvuf ilmini öğrendi. Onun hayatında dönüm noktası olan diğer bir alimse Şemsi Tebziri’dir.

Mevlana’nın Babası, Horasan’dan Anadolu’ya Niçin Göç Etmiştir?

Harzemşahlar, Bahattin Velet’in manevi nüfuzundan çekinirlerdi. Bir süre sonra bu yüzden araları açıldı. Bunun üzerine Bahattin Velet, Belh’ten ayrılmak zorunda kaldı. O sıralarda Mevlana, daha küçük bir çocuktu. Babası ile birlikte, İran’dan, Bağdat’tan geçerek Hicaz’a geldi. Hac ibadetinden sonra da, Şam yoluyla, Anadolu’ya geçtiler. Anadolu’daki Selçuklu İmparatorluğunun ihtişamlı bir çağıydı. Bahattin Velet, Anadolu Selçuklu Devleti’nin merkezi Konya’da çok büyük bir saygıyla karşılandı. Mevlana yirmi dört yaşlarındaydı.

Mevlanna’nın Ana ve Babası Nerede Öldü?

Mevlana’nın annesi Mümine Hatun Karaman(Larende) şehrinde, babası Bahattin Velet ise 1231 tarihinde Konya’da vefat etti.

Mevlana’nın Hayatındaki En Önemli Kişi Kimdi?

1244 yılında Konya’ya Tebrizli Mehmet Şemsettin adında bir derviş geldi. Bu esrarlı kişinin Pek yüksek duyguları ve görüşleri vardı. Tebrizli Şems’in Konya’ya gelişi Mevlana’nın hayatını büsbütün değişik bir yöne yöneltti. Mevlana o sıralarda 37 yaşlarındaydı. O güne kadar Mevlana; ciddi, ağır başlı büyük bir bilgin olarak tanınmıştı. Büyük bir fikir adamıydı. Tevrizli Şems’in gelişi ise Mevlana’nın duygu dünyasını alt üst etti ve onu bir gönül adamı haline getirdi.

Şems-i Tebrizi, Konya’dan Neden Kaçtı?

Şems-i Tebrizi, Mevlana’nın duygu dünyasını alt üst etmiş ve onu bir gönül adamı yapmıştır. Şems, Mevlana’daki deha ateşini büsbütün tutuşturdu. Mevlana, Şems’ten başka herkesi ihmal etmeye başlamıştı. Bu durum, kendisini sevenleri de, çömezlerini de son derece üzüyordu. hatta Şems’i ölümle bile tehdit etmekten geri kalmadılar. Bu durumdan sıkılan Şems de, 1246 yılında, Konya’dan gizlice Şam’a kaçtı.

Şems-i Tebrizi Konya’ya Geri Döndü mü?

Mevlana, Şems-i 15 ay süren sohbetine dayanamamıştı. Onun gitmesiyle perişan oldu. Bu sonucu beklemeyen çömezleri ise, yaptıklarına pişman oldular. Şems’in Şam’da olduğunu biliyorlardı. Mevlana, dönmesi için ona birçok mektup yazdı. Sonra da, oğlu Sultan Velet’i 20 kişilik bir kafileyle Şam’a gönderdi. Mevlana’nın mektuplarıyla Şems, yumuşayarak, ayrılmasından 9 ay sonra 1246 yılında Konya’ya dönmeye razı oldu.

Daha Sonra Şems Nereye Gitti?

Mevlana, Konya’nın en yüksek, en aydın tabakası ile birlikte Şems’in meclisine devama başladı. Mevlana artık ne ders ne de vaaz veriyordu. Kendi iç dünyasına dalmıştı. Öğrencileriyle çömezleri bu durumdan da hoşnut olmadılar. Bu kuvvetli hoşnutsuzluk karşısında Şems, 1247 yılında ansızın ortadan kayboldu. Bu esrarengiz gidiş, hiçbir zaman aydınlanamadı.

Mevlana Nerede ve Ne Zaman Öldü?

Mevlana, 17 Aralık 1273 tarihinde 66 yaşındayken Konya’da öldü. Hastalığı, yüksek ateş yapan bir karaciğer rahatsızlığıydı. Cenazesinde, bütün Konyalılarla birlikte Hıristiyanlar ve Yahudiler de vardı. Türbesini Selçuklu veziri Alemettin Kaysar yaptırdı. Mevlana’nın ölüm anına, Şeb-i arus (Düğün gecesi) denir. Bu gece, aşığın maşuğa (Allah’a) kavuştuğu gecedir.

Mevlana Nasıl Bir Kişiliğe Sahipti?

Mevlana, islam ve gayri islam bütün insanlıkça beğenilmiş bir sanat adamıdır. Fikir ve kişi özgürlüğüne olağanüstü değer vermiş, insanı adeta kutsal bir varlık derecesine yükseltmiştir. Sonsuz derecede hoşgörülüdür. Büyük bir Türk şairi ve mutasavvıfı, bilgin ve fikir adamıdır. En kötü insanı bile, bağışlanmaya, sevilmeye laik görür. Pakistan’ın dev şairi Muhammed İkbal’e ilham kaynağı olmuştur. Alman şairi Goethe’yi ve ünlü ressam Rembrant’ı derinden etkilemiştir.

Mevlana Şiirlerini Niçin Farsça Yazmıştır?

Mevlana’da Türklük sevgisi çok güşlüdür. O yüzyılda Türkçe, Anadolu’da ileri bir şiir dili olarak daha gelişmemiş bulunuyodu. Mevlana da bu yüzden şiirlerini Farsça yazıyordu. Hatta buna üzülerek söylediği şu mısra pek ünlüdür: "Aslem Türk-est egerci hinduguyem" (Her ne kadar Farsça söylüyorsam da, aslım Türk’tür.)

Mevlevi Tarikatı Nedir?

Mevlana Celaleddin Rumi tarafından kurulan, oğlu Sultan Velet tarafından tanzim edilen bir tarikattır. Şems-i Tebrizi Mevlana’nın hayatında bir dönüm noktasıdır. Şems, Mevlana’yı kitapların dışında ki sırlara ermek yolunda, ileri bir iman ve heyecan alemine götürür, Ona sema zevkini tattırır, onu Ney’in büyülü dünyasına sokar.

Çelebi: Tarikatın başına denir. Mevlana’nın torunlarından seçilir. Konya’da Mevlana’nın türbesi olan dergahta otururdu.

Şeyh: Mevlevi hanenin başına şeyh denirdi. Şeyh, dedeler arasından seçilirdi; yalnız şeyhliği Çelebinin tastik etmesi gerekirdi.

Dede: 1001 günlük çileyi tamamlayan dervişe denirdi.

Sema: Mevlevi dervişlerinin ney, nısfiye gibi çalgılar eşliğinde, kollarını iki yana açıp, sağ avucunu gökyüzüne, sol avucunu yeryüzüne döndürerek Hakk’tan alıp halka dağıtarak yaptıkları ayin.

Ayin: Mevlevi dervişlerinin katıldığı müzikli raks töreni. Aynı zamanda tören esnasında okunan şiirlerede ayin denirdi. Ayinde, "Mutrip" denilen saz heyetiyle "Ayinhan" denilen okuyucular bir "Ayin-i Şerif" çalıp okurlar. Dervişler de bu nağmeye uyarak, "Sema" raksı yaparlar, kendilerinden geçercesine dönerler.

Ney: Türk müziğinde ve özellikle tasavvuf müziğinde yer alan kaval biçiminde, yanık sesli, kamıştan bir üfleme çalgısıdır.

Nısfiye: Bir çeşit kısa ney.

Eserleri Nelerdir?

1. Mesnevi: 6 cilt, 25618 beyittir. Mesnevi tarzında fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün kalıbıyla yazılmıştır. Varlıkta birlik anlayışını hayali ve gerçek hikayelerle anlatır. Dili çoğunlukla Farsça’dır.

2. Divan-ı Kebir: Farsça yazılmış, 40380 beyitten oluşmuştur. Eser Farsça yazılmasına rağmen içinde Türkçe, Arapça ve hatta Rumça parçalara da yer verilmiştir.

3. Fihi Mafih
4. Mektubat
5. Mecalis-i Seb’a

* Mevlana’nın 7 Öğüdü
1. Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
2. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
3. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
4. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
5. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
6. Hoşgörülülükte deniz gibi ol.
7. YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.


Bugün 86 ziyaretçikişi burdaydı!
 
ŞAHİN ERDOĞDU


¨DUYURU PANOMUZ¨




----------


SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ


----------

Sitemiz Hakkında Tüm Öneri Ve Şikeyetlerinizi Ziyaretçi Defterine Yazarak Bize iletebilirsiniz...! Görüşleriniz Bizim İçin Değerlidir...

İlginizden dolayı teşekkür ederim  
----------
 

Şahin ERDOĞDU

www.sahinerdogdu.tr.gg

 
 
 
 

manşetler

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol